‘Delirten’ Taos uğultusu: Dünyanın her yerinde duyuldu, sebebi ne?
ABD’nin New Mexico eyaletinin kuzeyindeki Taos Kasabası, alışılmadık bir gizeme yıllarca ev sahipliği yaptı. Kimi zaman insanların taşınmasına hatta bazılarının ölümüne sebep olan uğultunun sırrı yıllarca çözülemedi. Bu gizemli uğultuya açıklama olarak sıradandan fantastiğe, psikolojikten paranormale adar çeşitli teoriler sunuldu. Kafası karışmış hippiler, hükümetin gizli zihin kontrol deneyleri, yer altı UFO üsleri dahil birçok şeyin uğultuya sebep olabileceği düşünüldü. Bazıları da bunu vızıltı olarak tanımlıyordu. Üstelik herkesin aynı şeyi duymaması da oldukça kafa karıştırıcıydı.
Gizemli sesler elbette yeni bir şey değil ve bilinmeyen seslerin rahatsız ettiği tek yer Taos değil. Aslında,bazı sakinlerin garip bir şeyler duyduğunu iddia ettiği irili ufaklı onlarca şehir daha var. Tıpkı gökyüzündeki veya ufuk çizgisi boyunca tanımlanamayan ışıkların birden fazla açıklaması olabileceği gibi tanımlanamayan seslerin de birden fazla açıklaması olabilir. Milliyet’te yer alan habere göre gizemli sesler, tiz bir gıcırtıdan alçak bir mırıltıya ve hafif bir gürlemeye kadar çeşitlilik gösteriyor ve açıklamalar da neredeyse seslerin kendisi kadar çeşitli.
Örneğin 2012’de Asya’da bir ada olan Borneo’da yaşayanlar sabahın çok erken saatlerinde başlayan ve şafağa kadar birkaç saat süren tuhaf kükreme veya horlama sesleri duyduklarını bildirdi. Bu olay iki gün üst üste yaşandı, herkesi korkuttu ve şaşırttı. Soruşturma, gizemli seslerin yakındaki bir fabrikanın, tesis kapalıyken kazanını test etmesinden kaynaklandığını ortaya çıkardı. Şubat 2014’te, İngiltere’nin Coventry kenti üzerinde, bilim kurgu filmi ‘Bağımsızlık Günü’ndekine benzer, dünya dışı, kısa süreli, gizemli bir gürültülü vızıltı sesi duyuldu. Bu durum sakinleri şaşırttı ancak daha sonra bunun nedeninin görünmeyen bir uçak olduğu ortaya çıktı. Peki Taos’ta yaşananlar nasıl açıklanabilirdi?
‘Uğultuyu duyanlar kulaklarını ne kadar tıkarlarsa tıkasınlar ses kesilmiyor ve azalmıyordu’
Taos’taki uğultu ilk kez 1990’ların başında rapor edildi. İnsanların yalnızca çok küçük bir yüzdesinin Taos uğultusunu duyduğunu iddia etmesi de kafa karıştırıcıydı. Taos nüfusunun geri kalan yüzde 98’inin işitme yeteneği zayıf değildi. Uğultuyu duyanların büyük çoğunluğunun 55-70 yaş aralığında olması da dikkat çekiyordu. Ses, onu duyanları rahatsız ediyor, bazılarında baş ağrısına, uykusuzluğa ve burun kanamasına yol açıyordu. Uğultuyu duyanlar kulaklarını ne kadar tıkarlarsa tıkasınlar ses kesilmiyor ve azalmıyordu. Üstelik diğer sesler silindiği için, daha da rahatsız ediciydi. Öyle ki en az üç kişi İngiltere’debu sese dayanamayıp intihar etti.
Bölge sakinleri arasında yapılan bir ankete göre, genel nüfusun yaklaşık yüzde 2’sinin, uğultuyu tespit ettiği iddia ediliyordu. Bu sebeple uğultuyu işitenlerin evlerine, sesleri ve titreşimleri ölçen hassas ekipmanlar yerleştirildi ancak kapsamlı testlerden sonra olağandışı hiçbir şey tespit edilmedi. Peki uğultu neden kaynaklamıyordu? Uzmanlara göre etrafımızdaki dünyayla ilgili sayısız şey başlangıçta gizemli ve açıklanamazdı. Ancak sonunda araştırma ve bilim yoluyla açıklandı. Taos uğultusunun gerçek olması ve gerçek kökenlerinin bilinmemesi mümkün. Uzmanlara göre uğultunun yalnızca onu bildirenlerin zihinlerinde ve kulaklarında var olması da mümkün.
Nedeni neydi?
Bu kadar az sayıda insanda bu kadar zayıf bir etki göz önüne alındığında, uğultu yalnızca işitsel bir halüsinasyon olabilir. Bu tür halüsinasyonlar mutlaka herhangi bir akıl hastalığına veya rahatsızlığa işaret etmez, yalnızca yaygın (ve zararsız) psikolojik ve fizyolojik süreçlerin sonucu olabilir. Örneğin nörolog Oliver Sacks, ‘Müzikofili: Müzik ve Beyin Masalları’ (2007) ve ‘Halüsinasyonlar’ (2012) kitaplarında hem görsel hem de işitsel halüsinasyonlar hakkında kapsamlı yazılar yazdı. Öyle ki Taos uğultusunu dinleyenlerden bazıları bu sesi bölgeden ayrıldıktan sonra bile duyduklarını bildirdiler.
Pek çok araştırmacı, Taos uğultusunun gizeminin cevabının, fabrikaların ve ağır ekipmanların dış dünyası yerine kişisel deneyimin iç dünyasında bulunabileceğini öne sürüyor. Dilinizin tadı nasıl? Burnunuz nasıl kokuyor? Kulağınız neye benziyor? Uzmanlara göre bunlar aptalca ve basit sorular değil, cevabın bir kısmını barındırabilir. Uğultu üstüne çalışma yapanların ortak kanaati, toplu bir paranoya ya da yalandan ziyade fenomenin gerçek olduğu yönünde.
Biz fark etmesek de bazen kulaklarımız kendi seslerini yaratır. İç kulağımızın oluşturduğu oto-akustik denilen sesler düşük sesli olduğundan (müzik, televizyon, video oyunları ya da sadece tipik gürültülü şehir hayatı olsun, çoğu insan sürekli olarak seslerle çevrelendiğinden), ortalık çok sessizleşene veya dikkatlice dinleyene kadar onları duymayız. ‘Spontan otoakustik emisyon’ adı verilen bu olay, kulaklarda çınlamaya neden olan kulak çınlaması gibi işitsel bozukluklardan farklıdır. Bu da sesi duyanların durumunu açıklayabilir.